Çocuk hakları ve çocuk koruma(ma) adına sosyal hizmetin ve adaletin yozlaştırılması ve de engellenmesi üzerine bir bakış
Yaşam ne kadar kötü görünürse görünsün,her zaman başarılı bir yol olabilir.Hayat varsa umut olur.
Hawking
20 Kasım’da Dünya Çocuk Hakları Günü. bilindiği gibi çocukların korunması için “toplumsal irade beyanının/taahhüdün/yükümlüğün” hatırlatılmasıdır. Bu hatırlatma hem çocukların hem de bu konuda savunuculuk görevini yapan hukuk ve sosyal hizmeti daha da öncelikli kılmaktadır. Özellikle eğitim veya sağlık gibi çocuklara yönelik “profesyonel hizmet üretenler/uygulayıcılar” için de bir hatırlatmadır. Hem toplumsal hem de zamanında çocuk olan bu yetişkinlerin kendi evrelerini hatırlamaya da davettir. Ancak her sene 400 bin çocuğun suç işlemesi nedeniyle yargısal bir uygulamada çocukların geleceklerinin hala karartılması, çalınması söz konusu iken 2005 yılında kurulması öngörülen çocuk ve çocuk ceza mahkemeleri Türkiye de hala yaygınlaşmamıştır. Çocuk ve gençlerin yüzde ellisi hala yetişkinler için uygulanan mahkemeler tarafında yargılanarak karar verilmesi ve tepkisizlik, duyarsızlık önemli bir gerçektir. Yine her sene 25 binden fazla 16 yaşındaki kız çocuğun mahkemeler tarafından evlendirildiği uygulamalar dâhil var olan bu gerçekler çocuk hakları adına da yansımaktadır. Buzdağının ise sadece küçük bir parçasıdır. Bu günler için Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi(BMÇHS) ‘ne rağmen çözümler yerine yakınmalar yeterli kılınmaktadır. Bir görev gibi söylemler dışında yine sosyal medya dahil internet ortamına yansıyan haberlerin arasında yine geçenlerde iki çocuğun babası tarafından öldürülmesi ve daha sonra intihar ile sonuçlanan olaylar gazete manşetlerinde sık sık yer almaktadır.
En son olarak İstanbul’da doğum yapan bir devlet hastanesinde onsekiz yaşın altında doğan çocuk ve gençler ile ilgili ihbar/bildirim yükümlülüğün yerine getirilmemesi ve engellenmesi gibi hem sosyal hizmeti hem de adalet hizmetindeki durumda gündeme gelmiştir. Yine iki farklı çok küçük yaşlardaki çocuklara yönelik ölümlü istismar konular da unutulmak için gündeme geldi (1). Hadım dâhil yaptırımları da içeren öneriler yoğun bir şekilde tartışıldı. Linç dâhil çeşitli öneriler toplum adına gündeme taşındı. Bu yönde altı bakanlığı içeren bir komisyon da kuruldu. Toplum adına yapılan taleplerin bir kısmının karşılanmasına ve sakinleştirilmesi için çeşitli öneriler yapıldı. Ancak toplantılardan sonra yapılan açıklamalar çocukların cinsel istismar ile ilgili dava sayısında azalma olduğu ve şimdiye kadar yapılan önlemlerin başarılı olduğu bu açıklamaların arasında yer aldı. Bu çelişkili bilgiler ve tepkiler yeni şüpheleri birlikte ortaya çıkardı. Rıza halinin 12 yaşına çekilmesi veya zina gibi öneriler ise bu şüpheyi de arttırdı. Çeşitli duyguları da içeren bu açıklamalar dolayısı ile çocukların araç olmak istendiği bir duruma neden olmaktadır. Hedef ve amaç ise belli değildir. Yoğun görsel ve yazılı medya baskısı sorunun ve çözümü doğru bir şekilde değerlendirmesi yerine perdelendiği/körleştirildiği bir durumda ortaya çıkmaktadır. Bilim yerine kahvede, evde veya görüntülü medyada bir iki gün lafladıktan ve akıl vermelerden sonra benzer bir cinayete veya bu olaylara kadar bir ara verilmektedir.
Bu aynı zamanda 20 Kasım’dan 20 Kasım’a kadar olan çocuk haklarının aranmasını hatırlatmak öğütler ve söylemler artık yetmemektedir. Kısaca mızrak çuvala artık sığmıyor. Fakat günümüzde çocuklar ile ilgili yaşadığımız sorunlar ve acı gerçekler için çocukların rüya ve hayallerinin devamı azalmış olmasına rağmen yine de umut devam etmektedir. Bu umut ile toplumdaki bazı kişileri sorumlu kılmaya devam etmekte olup aynı zamanda sorunun bir parçası olan kurumları da sorumlu ve görevli kılmaya devam etmektedir.
Hem bu görev hem de çocuk istismarı gibi olaylar, suç işleyen çocukların gündeme zaman zaman yağmur gibi yağması BMÇHS’ni anlamayı ve bu çalışmanın yeniden ele alınmasını daha da anlamlı kılmaktadır. Özellikle de TC. Anayasa’ da yer verilen sosyal ve hukuk devlet niteliğinde ki tüm devlet yapı ve kurumlarının hukuk ilke ve kurallarına uygun olması önceliktir. Evrensel bilimde ise karşılaştırma dâhil kendi içinde bir uygunlukta kaynak noktasıdır. Yasama, yargı ve yürütme organlarının hukuka bağlığı ile birlikte yönetimin hukuka bağlılığı için yönetim yargısal denetime tabii de olmalıdır. Yönetimsel çalışmalar önceden bilinir olmalı, yargı bağımsız ve de mali bir sorumluluk bu nitelik ve özelliği belirler. Sosyal devlet niteliği ise yurttaşların asgari bir yaşam ve iyilik halini sağlama için bir görevi yükümlü kılmaktadır. Çocuk ve/veya yaşlı tüm yurttaşların sosyal açıdan korunması öncelikle sosyal hizmetleri yükümlü kılmaktadır. Eğitim ve öğrenim, çalışma ve sözleşme özgürlüğü, toplu sözleşme ve grev, ücrette adalet, sağlık ve de sosyal yardımlarda bu kapsamdadır. DEVAM EDECEK
NOT :
1. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi 23 Nisan Özel Yayını/sf.113-144
http://www.istanbulbarosu.org.tr/files/yayinlar/kitaplar/doc/CHM23042018.pdf
İST.BAROSU 23 NİSAN ÖZEL YAYIN
2.PROF. DR. EMİNE AKYÜZ’E ARMAĞAN AKADEMİSYENLİKTE 50 YIL/SF.300-308
ARMAĞAN KİTAP
Foto: Hasan Erdoğan
Devamını PDF dosyasından okuyabilirsiniz.
Ekler
Etiket:çocuk hakları