NARİN’İN OYUNCAKLARI
NARİN’İN OYUNCAKLARI
Bulutlar yalnız değil adam öldürürken,
dereler de katıldı onlara Nazım Usta’m!
Tavşanın tepesi dese biri bir vakit önce
belki de gülümserdim sevimliliğine.
Eğertutmaz Deresi dese biri bir vakit önce
belki de bir hikâye uydururdu uslanmayan zihnim.
Dicle’ye koşarmış Tavşantepe’nin Eğertutmaz’ı.
Zulasındaki yolcu hem ağır hem de narin…
Alma Narin’i Dicle,
ahımız tutar seni!
Fırat’a zalim derler kim bilir kaç türküde
“Merhametsiz zalim Fırat…
…Ahbapların gelmiş ağıtlar yakar oy
Ölem ölem derdo ölem
Ağıtlar yakar oy oy oy oy”
Alma Narin’i Dicle,
ahımız tutar seni!
Kıyma Narin’ime mavi dere,
ahımız tutar seni!
Dicle ağır ağır akar da akar…
Cümle âlem ağıt yakar.
Yüreğim yanar da yanar…
Gökyüzünün bağrında minik, narin bir yolcu,
kucağında bulutlardan oyuncaklar,
yüzünde donmuş gülüşü…
Sessiz çığlığı kâinatı sağır ediyor:
“Oyuncak istemem!
Söyleyin adlarını birer birer!
Söyleyin narin boynumdaki elin adını!
Söyleyin beni çuvala sığdıran elin adını!
Söyleyin üstüme bırakılan taştaki elin adını!
Oyuncak istemem!
İki elim yakanızdadır!
Söyleyin! Söyleyin! Söyleyin!”
Dicle ağır ağır akar da akar…
Cümle âlem ağıt yakar.
Yüreğim kanar da kanar…
Ali Erkan Güneri