Türk medeni kanunu için uyarlanan 1907 tarihli İsviçre Yurttaş Kanunu (ZGB) görmezden gelinen çocuk koruma(ma) boyutu vede eksik Almanca literatür
Türk medeni kanunu için uyarlanan 1907 tarihli İsviçre Yurttaş Kanunu (ZGB) görmezden gelinen çocuk koruma(ma) boyutu vede eksik Almanca literatür
Geçenlerde İsviçre Zürih te katıldığım bir çalışma nedeniyle bazı bilgiyi özellikle paylaşmak ihtiyacını duymuştum.Bunun üzerine bazı meslektaşlarım 1942 yılında Dr.Fikret Arık tarafından yayınlanan bu çalışmaya nasıl ulaşıldığını sordular..Bilindiği gibi 2007 yılında yanı on sene önce SABEV yayınlarında yayınlanmış olan “Çocuk Koruma(ma) Kanunu”nun 60-63 sayfalarında bu bilgiler aynen yansıtılmıştır. http://www.sosyalhizmetuzmani.org/nihatterimcocukkorunmama.htm
Görüldüğü gibi 1926 tarihli “Türk Kanunu Medeni” nun eksik uyarlanması sonucunda da hem sosyal hizmet hemde çocuğun korunması ile ilgili resmi vesayet kurumu şeklindeki yapısal eksiklik bir tespit olarak ele alınmıştır.Bu tespit hem 2008 hemde 2015 yılında yayınlanmış diğer iki çalışmada da yer almaktadır..Ayrıca gene bazı arkadaşların talebi üzerine Dr.Fikret Arık ın metninin dijital halde yayınlanmıştır.Bu bilgiyi tekrarlamak istedim.
http://www.sosyalhizmetuzmani.org/resmivesayet.htm
Gene bilindiği gibi Türk Kanunu Medeni tarafından uyarlanan 1907 tarihli İsviçre Yurttaş Kanunu(ZGB) nun bahsedilen bu 378 inci madde aynen geçerli olup bu yapılanma halen devam etmektedir.-Sf 94)
https://www.admin.ch/opc/de/classified compilation/19070042/200101010000/210.pdf
Gene aynı kanunun çocuklar ve gençler ilgili olarak ceza hukuku açısından söz konusu olan 317 inci maddesi de aynen devam etmekte olup bu uygulama 2003 de daha da güvence altına alınmıştır.Orjinal metin ise gene 82. sayfadadır.
Dolayısı ile çocuk ve gençlerin her hangi bir şekilde suç işlendiğinde idari açıdan korunup kolllanma konusunda 1907 de sosyal hizmet gibi bu önemli teknik ve taraf olma ilişkisi söz konusudur. Nedense sosyal hizmet akademi dünyası açısından bu ilişkiyi hala görmezden gelmesi ise önemli bir gerçektir.Çocuk koruma boyutu dahil sosyal hizmete sadece İngiltere ve ABD üzerinden bir tercih olarak ele alınmış olup hem kaynak kanun hemde Anglosakson ve Roma Hukuku gibi sistem farklılığının pek fazla ele alınmaması da yaşanılan sorunların diğer önemli bir nedenidir.
En azından 1942 den beri bilim ve teknik açıdan bazı tespitlerin görmezden gelinmesi ile sosyal hizmetlerin ne olduğu veya ikna edilmesi gerektiği bir durumda karşılaşılmaktadır.Halbuki ortada bir bilgi eksikliği gibi bir durumda söz konusu değildir.Cehalatın ötesinde hukuksal bir sorun olarakta ortaya çıkmaktadır. 2005 yılında ÇKK gibi bir garebet/absürd bir düzenlemenin benimsenmiş olması da bu açıdan önemli bir nedendir.Gerçektir ve önemli sorun kaynağıdır. Buna bağlı olarak kaynak kanun açısından teknik bir ilişki bile kurulmadan görüldüğü gibi Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi bazı küçük yakınmalar dışında olağanlaşmıştır. 1907 yılında bırakın çocuk haklarını o önem de çocukların korunup kollanması açısından yargısal bir süreçte idari bir “taraf” “olmanın zorunluğu ve özelliği hala ele alınmamıştır.Bu yönde söz konusu olan “taraf” olma özelllik ve nitelik mesleksel bir süreç ve gelişimde gözetilmemiştir.Özellikle İsviçre deki mezhepsel ilişkiler,gündeme gelen sosyal demokrasi kavramı vede kadın hareketi gibi önemli dönüşüm sonucu 1921 de söz konusu olan mesleksel etik dahil bir profesyonellik boyutu hala görmezden gelinmektedir.
2005 yılında ise çocuk mahkemelerinde sosyal çalışma görevlisi gibi garabet/absürd bir görev benimsenmiş olup SİR gibi temel bir araç ve işlev bilindiği gibi meşrulaştırılmıştır. 1907 yılında aynı zamanda idari açıdan bir raporlama bu şekilde söz konusu iken böyle bir süreçte bir sosyologun,öğretmenin ve psikoloğun bile mümkün kılınması ve akademik açıdan olağanlaştırma bazı tez çalışmaların da rahatlıkla mümkün kılınmıştır.Hem sosyal hizmet hemde hukuk akademi dünyası açısından somut bir tepki de hala görülmemektedir.Adil bir yargılama boyutu ise hiç bir şekilde ele alınmazken Afganistanda bile olmaması gereken böyle bir garabet/absürd uygulama ve işlev bir istihdam edilme için bile başarı olarak gösterilmiştir.UNİCEF Türkiye kapsamında söz konusu olan eğitim gibi çalışmalar ile de ayrıca bir olağanlaştırma , katkı ve yararlarda bilinen gerçeklerdir.
Bu arada yüksek lisans için bazı meslekdaşlar çocuk ve gençlik suçluluğu dahil bu alanda yapmak istedikleri literatür çalışma için bazı başvurularda da bulunmaktadır. Bu arada Çocuk Koruma(ma)Kanunu başlığı altındaki mesleksel bir tespit çalışma bağlamında İsviçre Yurttaş Kanununuda ele almayı gerekmektedir.Fakat hem İsviçre hemde Almanya da yer alan bazı somut bilgilerin bazı akademik meslekdaşlar dahil bazı diğer akademisyenler tarafından da kaçındığı veya yok saymak istediklerinden de bahsedilmektedir.Bazı eğitim çalışmaları ve tezler dışında başka bir kaynak ve karşılaştırma da bulunmamaktadır. Bazı geçiştirmeler dışında Anglosakson ve Roma hukuk gibi Kıta Avrupa ile İngiltere gibi ülkeler arasında sistem açısından oluşan farklılıkta ele alınmamaktadır.Buna rağmen bazı bilgilerin genç akademisyenler için engellenmek istendiği gibi bazı duyumlar da diğer bazı akademik arkadaşlardan duyabilmekte zaman zaman mümkün olmaktadır…
Halbuki Türk Medeni Kanun ile İsviçre Yurttaş Kanunu arasında oluşan ilişki ve somut bilgiler bağlamında bir karşılaştırma ve tespit dışında kişisel bir mesleksel yorumda söz konusu değildir. Aksine mesleksel bir sorumluluğun yerine getirmesi bu çalışmalar da beklenmektedir. Ancak görüldüğü gibi akademik dünyasında İngilizce dışında Almanca veya Fransızca gibi bir literatürden bir kaçınma vede teknik,bilginin karşılaştırma açısından eksik olması hem bilim hem de teknik açıdan önemlidir.Bir körleşmedir.Böylece akademik dünya zayıflarken sosyal hizmet ile ilgili haklara ulaşılması da rahatlıkla engellenmektedir. Ayrıca teknik olarak “taraf” olma nitelik ve özelliği de ortadan kaldırılmaktadır. Ezberlerin ve/ veya kutsanan bilgilerin devamının istenmesi ise sadece bilim ve düzey açısından kısaca yazıktır.Etik gibi bir noktaya bile hala gelinmediği de görülmektedir.
Aynı zamanda sosyal hizmetler ile ilgili olarak Avrupa Sosyal Şartı gibi 14 madde de sosyal hizmetlerin bir hak olarak Türkçeye çevrilmesi yerine hala sosyal refah diye bir çeviri yapılmaktadır.Fakat en son olarak Prof.Dr.Tekin Akıllıoğu tarafından yapılmış olan bu önemli tespitte ise bu çeviri yanlışlığı özellikle vurgulanmıştır.Bir hak bağlamında “taraf” olmayı da gereken sosyal hizmet özellikle belirtilirken sosyal hizmet yöntemleri içinde gerekli bir durum da söz konusudur.Fakat akademik ve teknik bu çeviri yanlışlığı görmezden gelmeye devam edildiğin de önemli sorun kaynağını da halen devam etmektedir.”Taraf” gibi mesleksel bir nitelik ve özellikte kaybedilmektedir.Sıradanlaştırılmaktadır. Özellikle akademik bir destek ile söz konusu olan uygulamalarda yer verilen ASDEP dahil Sosyal Çalışma Görevlisi gibi garebet /absürd uygulamaların meşrulaştırması da öne çıkarken söz konusu olan katkılar da açıktır. Hem hukuksal hem bilim hemde teknik açıdan bu aykırlıkların bu açıdan mutlaka ele alınmasını da gerektirmektedir.Ancak “taraf” özelliği bağlamında akademik ve mesleksel bir savunuculuk görev ve sorumluluğu için bu aykırılıkların meşrulaştırılması ve olağanlaştırılması da diğer önemli bir sorun kaynağıdır..Çocuk dahil hak sahipleri için söz konusu olan bu tehdit ve tehlikelerin de engellenmesi bu açıdan ayrıca gerekmektedir..
Özellikle çeviriler dahil İsviçre Yurttaş Kanunu ile oluşan uygulamaların hem karşılaştırılmasının yanı sıra Almanya, Avusturya dahil Almanca literatür açısında eksik olan bilgilere ulaşım “Google”da mümkündür. Yer alan bazı kaynakların ise genç meslekdaşlara yardımcı olması amacıyla bu bilgileri paylaşmak istedim.Örneğin “soziale arbeit philosophie schweiz” başlık altında 392.000 ;”soziale arbeit philosophie” 1.120.000;”methoden der sozialen arbeit übersicht” 915.000 ; “jugendstrafrecht schweiz” 50600, “jugendstrafrecht deutschland” 187 000;”jugendstrafrecht österreich”50700 kaynak noktası ile diğer kaynaklara ulaşmakta mümkündür.İyi çalışmalar.
Etiket:çocuk koruma