Back

Covit-19 döneminde Aile içinde yaşanan travmalar ve çözüm önerileri

Bir yıldır tüm Dünyayı etkisi altına alan Corona-Virüs sosyoekonomik durum başta olmak üzere tüm yaşamı olumsuz yönde etkilemiştir. Eğitim ve sağlığa çok önem veren gelişmiş ülkeler çeşitli ülkelerde bulunan aşıyı ülkesindeki insanların kullanımına acilen sunarak ve virüsün yayılmasını önleyecek en sıkı önlemleri yerinde, zamanında alarak insan ölümlerini azaltmaya başladılar. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde henüz gözle görülür bir iyileşmenin olmaması çok üzücü. Geleceğe dair endişe ve kaygı da gittikçe artmaktadır.

 Birkaç gün önce Halk TV. de sunulan SÖZÜM VAR programına telefonla bağlanan bilim kurulu üyesi bir kadın profesörümüz salgındaki son durumun kontrol edilemez bir hal aldığını, hastanelerin sinyal vermeye başladığını, tam kapanmanın gerekli olduğunu, hükümetin aldığı kararların, kendi görüşlerini yansıtmadığını, cesur bir şekilde açıkladı.15.Nisan 2021 Perşembe günü saat 12 de de tüm yurt çapında sağlıkçılar Sağlık müdürlükleri önünde toplanarak alınan önlemlerin yetersizliğinden, aşıların hızla yaygınlaştırılamamasından ötürü ölümlerin arttığını ve hastanelerde yaşanan sıkıntı nedeniyle gelecekte zor günlerin bizleri bekleyeceği hususunda seslerini demokratik bir şekilde duyurdular. Bu nedenle sosyal hizmet uzmanı olarak bende kapanmanın en az on beş gün sıkı bir şekilde uygulanarak virüsün kontrol altına alınmasını isteyenlerden biriyim.

   Virüsün ekonomik, sağlık yıkımı yanında uzun süre evlerde kapalı kalınmasının getirdiği psikososyal sorunların başta çocuklar olmak üzere engellileri, yaşlıları ve kadınları daha çok etkileyeceği kanaatindeyim. Ailelerde büyük travmalara yol açacak bu sorunlarla ilgili koruyucu, önleyici ve tedavi edici çalışmalara hız verilmemesi halinde ileride telafisi güç çok büyük sosyal yıkımların olacağı inanıcındayım. Yakın zamanda yapılan araştırmalarda virüs döneminde boşanmaların hızla artması, çocuklara, kadınlara, engelli ve yaşlılara yönelik şiddet ihmal ve istismarın artmasının temelinde ailelerde yaşanan ekonomik sorunlar yanında kontrol ve denetim mekanizmalarının yetersizliği, sosyal desteklerin yeterli olmaması, sivil güçlerin sorunlara müdahale şanslarının olmamasıdır. Aileler eve kapandıklarından işten çıkartılan veya uzun süre izinli sayılan babanın evde sürekli eşi ve çocukları ile birlikte olduğundan daha önceden kısıtlı zamanda süregelen olumsuzluklar (şiddet, ihmal, istismar ) evde kalınan geniş zaman içerisinde bu olumsuz davranışların dozu artarak devam ettiği basına yansıyan kısıtlı bilgilerden anlaşılmaktadır. Sosyal ortamın müsait olmaması nedeniyle bu konularda henüz yeterli araştırmalarında yapılamadığı düşüncesindeyim

 Kadın cinayetlerini durduracağız platformunun yapmış olduğu araştırmaya göre ” Kadın Platformuna başvuran kadınların sayısı Nisan ayında yüzde 55 oranında arttı. Başvuruda bulunan kadınların yüzde 60’ı fiziksel ve psikolojik şiddetten şikâyetçi oldu. Raporda Nisan ayında Platform ‘a ait başvuru hatlarını arayanların sayısının yüzde 55,4, anne, kardeş, arkadaş, komşu gibi şiddete tanıklık eden üçüncü kişilerin yaptığı başvuruların sayısının da yüzde 60 oranında arttığı belirtildi.

 Korona virüs nedeniyle hukuki süreçler erteleniyor. Şiddete maruz kalan ya da boşanmak isteyen kadınların korona virüs salgınından dolayı resmi kurumlara başvurma, dava açma gibi haklarını kullanmayı ertelediklerine de raporda dikkat çekildi.

“Kadın Cinayetlerini Durduracağız” Platformundan yapılan açıklamada “kadına yönelik şiddet nedeniyle başlatılacak hukuki süreçleri kolaylaştırmanın devletin görevi olduğuna” işaret edilerek “Bize başvuran kadınlar 155, 183 gibi acil hatlara ulaşamadıklarını, şikâyetlerini ve ihbarlarını nereye yapacaklarını bilemediklerini belirtiyor

  Pandemi döneminde yoğunlaşan aile içi şiddet, hem kentsel hem de kırsal alanlarda Farklı boyutlarda birçok kadının hayatını etkileyen bir problemdir. Aile içinde kadına yönelik yaşanan şiddet, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi ruh sağlığı sorunlarına da neden olabilmektedir. Kapalı ortamda erkek şiddetine uğramış kadınların çocukları da annelerini koruduklarından aynı şiddete uğrarlar. Veya aile içi şiddetten olumsuz anlamda etkilenirler. Eşler arasında şiddetin olduğu ailelerde büyüyen çocuklar, daha sonraki yaşamlarında şiddet uygulayıcısı olma ya da şiddete maruz kalma ile ilişkili olabilecek, bir dizi ruhsal ve davranışsal problemler yaşadıkları yapılan akademik araştırmalar la doğrulanmıştır. Kadınları ve çocukları korumakla yükümlü Aile ve sosyal hizmetler bakanlığının, kadın ve çocuğa karşı uygulanan şiddete karşı çözüm üretmek ve istismar ile ilişkili ruh sağlığı sorunlarının azaltılması üzerinde önemli çalışmalar yapmaları gerekmektedir. Bu amaçla zor durumda olan kadınlar için kadın sığınma evleri açmak, kadın sığınma evlerinde kalmak zorunda olan kadınların sadece yeme, içme, barınma hizmetleri için değil uzun erimli kadınların yaşamlarını güvenceli bir şekilde korunmaya alarak iş, aş edinebilmeleri amacıyla çeşitli mesleki eğitimler, kurslarla güçlendirilmelidir. Yerel yönetimlerden nüfusu 100 bini geçen belediyelerin en az bir kadın sığınma açma zorunluluğuna uymaları sağlanmalıdır. Bugün itibari ile bu kurala uyan belediyelerin sayısı çok çok azdır. Bu hesaba göre en az 3000 kadın sığınma evi olması gerekirken bu sayı 140 civarındadır. Mevcut kadın sığınma evlerinde de kalma süreli olduğu gibi ilerisi için güvenli koruma getirecek düzenlemelerde eksiktir.

  Bu bilgiler ışığında çözüm olarak

  • Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının çok sayıda sosyal hizmet uzmanı, psikolog, Çocuk gelişim uzmanı istihdam ederek her mahallede koruyucu, önleyici, eğitici ve rehabilite edici çalışmaların yapılacağı toplum merkezlerini (yakın zamana kadar toplum merkezleri hizmet veriyordu kapatıldı ) yeniden açarak aile içerisinde sıkıntı yaşayan kişilerin telefonla ulaşabilecekleri (SHÇEK döneminde açılan Alo 183 gibi ) bir hat kurulması
  • Yerel yönetimlerin çeşitli Üniversite, vakıf, dernek gibi sivil toplum örgütleri ile işbirliği yaparak mahallelerde açacakları danışma merkezlerinde kadın, çocuk, engelli ve yaşlı ağırlıklı çalışan meslek elemanları aracılığı ile aile içerisinde kadın ağırlıklı yaşanan olumsuz olaylara (şiddet, ihmal, istismar )müdahale etmek
  • Ekonomik güçsüzlük yaşayan aileleri sosyal hizmet uzmanlarının belirleyip hazırladıkları sosyal inceleme raporları ile çeşitli kurumlarla iş birliği yapılarak insan onuruna yaraşır bir şekilde incitmeden desteklenmesi için ilgili kurumların devreye girmesi (Aile sosyal hizmetler, belediyeler )
  • Çeşitli gerekçelerle işten çıkartılmaların ailelerde psikososyal sıkıntıların yaşanmalarına olanak yaratacağından işten çıkartılmaların ciddi şekilde araştırılıp hukuki delillere bağlanılması. Bazı durumlarda sosyal inceleme raporunun hazırlanması amacıyla bilirkişi raporlarının istenilmesi

                                                      Kahraman Eroğlu

                                    Sosyal Hizmet Uzman /Aile Danışmanı

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial
Instagram