
VİCDAN YARASI: TÜRKİYE’DEKİ ÇOCUKLARA ÇİFTE STANDART İLE BAKAN AVRUPA BİRLİĞİ DELEGASYONU İÇİN ACİL EYLEM ÇAĞRISI
VİCDAN YARASI: TÜRKİYE’DEKİ ÇOCUKLARA ÇİFTE STANDART İLE BAKAN AVRUPA BİRLİĞİ DELEGASYONU İÇİN ACİL EYLEM ÇAĞRISI
Çocuk Koruma Türkiye Grubu’ndan Avrupa Birliği’ne Vicdani İtiraz: AB Fonları, Türkiye’deki Çocuklarımızın İnsan Haklarının Önüne Geçemez!
Konu: AB Türkiye Delegasyonu’nun 08 Eylül 2025 tarihli başvurumuza verilen Ret. Ares (2025)8226296-30/09/2025 sayılı yanıtına dair kamuoyuna açıklama ve Çocuk Hakları, Avrupa Sosyal Şartı İhlalleri ve AB Fonlarının Kötüye Kullanımına Ortaklığın Derhal Durdurulması ve Bağımsız Denetim Talebi.
Tarih: 02 Ekim 2025
Sayın Kamuoyu, Değerli Uluslararası Kuruluşlar ve Avrupa Birliği Yetkilileri,
2005 yılından bu yana yürürlükte olan Çocuk Koruma Kanunu ve Türk Ceza Kanunu ile adalet yönetiminde kritik bir döneme girilmiş, ancak uygulamalar 2024 yılı itibarıyla 1.160.650 çocuğun geleceğini doğrudan etkilemektedir. Son acı olaylarla birlikte güncel bir endişe kaynağı haline gelen gençlik suçluluğu, insani ve sosyal hizmetler boyutunda acil bir çağrı ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.
Oysa 2005’ten bu yana AB Projeleri, Türkiye’deki çocukların da Avrupa’daki akranlarıyla benzer haklara sahip olması hedefini gütmüştür. Çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesinde eğitim dahil önemli bir aktör olan UNICEF tarafından, AB vergi verenlerin katkılarıyla “Sosyal Çalışma Görevlisi için Eğitim Kitabı” hazırlanmış, ancak bu kitap halen sosyal hizmetler konusunda eğitim almamış kişiler tarafından kullanılmakta ve diğer ülkelerdeki uygulamalarla açıkça ayrışmaktadır.
Hal böyleyken, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun 08 Eylül 2025 tarihli başvurumuza verilen Ret. Ares (2025)8226296-30/09/2025 sayılı ek de de yer alan yanıtını takiben kamuoyuna açıklıyoruz:
Avrupa’nın kalbinde çocuklara sağlanan hukuki koruma ve sosyal hizmet standartları, ne yazık ki AB fonlarıyla desteklenen Türkiye’deki çocuklarımızdan esirgenmektedir. Delegasyonun yanıtı, evrensel sosyal hizmet etiği ve çocuk haklarını hiçe sayan bu çifte standardın varlığını acı bir şekilde tescillemiştir.
Türkiye’de adli süreçlere dahil olan bu yüz binlerce çocuğun kaderi, sosyal hizmet uzmanlarının yetkisi dışındaki yetkisiz ellerce hazırlanan raporlarla belirlenmektedir. Bu durum, çocuklarımızın en temel insan haklarını doğrudan engelleyen, kabul edilemez bir vicdan yarasıdır. Çocuklarımızın korumasız ve savunmasız bırakılmasına karşı sessizlik ise bu durumun diğer acı bir yönüdür. AB vergi mükelleflerinin fonlarının, bu insani trajediye ortak olmaması için sesimizi yükseltme ihtiyacı da ortaya çıkmıştır.
I. ÜÇ TEMEL ALANDAKİ HUKUKİ VE VİCDANİ ÇELİŞKİLER
-
Hukuki Zemini Olmayan Mesleki Israr ve Adaletin Zedelenmesi (ASS Madde 14 & 17): Türkiye’de 1980 yılında YÖK tarafından kaldırılmasına rağmen hukuki mesleki zemini dahi bulunmayan “Pedagog” unvanı altında, diplomasız ve sosyal hizmet konusunda eğitim almamış kişilerin, Adalet Bakanlığı politikası ile adli destek müdürlüklerine dahil edilmesi konusundaki inatçı ısrarına yol açmıştır. Adalet yönetiminde yetki ve görevlerin açık ve net olmaması amacıyla uygulamada etken olan sosyal inceleme raporunun yetkisiz kişilerce düzenlenmesi, sosyal hizmet uzmanlarının yetkisini sulandırarak adaleti ve sosyal hizmetleri zehirlemekte, toplumun geleceğini zedelemektedir. 1.160.650 çocuğumuzun hakları bu ısrarla ayaklar altına alınmaktadır.
-
UNICEF Kitabı: Çocuklar İçin Kara Leke ve Savunmasızlığa Sessizlik: UNICEF tarafından hazırlanmış ve yayımlanmış “Sosyal Çalışma Görevlileri için Eğitim Kitabı” üzerinden yetkisiz uygulamaların tolere edilmesi, çocuk hakları misyonuyla keskin bir tezat oluşturmaktadır. Yetkisiz kişiler tarafından adaleti ve sosyal hizmetleri olumsuz etkilemekte olan bu kara leke niteliğindeki kitap, sadece çocukların geleceğini değil, adaletin temelini de zedelemektedir. Bu materyalin referans gösterilmesi, çocuklarımızın korumasız ve savunmasız bırakılmasına karşı korkunç bir sessizliktir.
-
Avrupa Konseyi Bilgi Körleşmesi: AB’nin fonladığı Avrupa Konseyi Ankara Ofisi’nin, sosyal çalışmacıların insan hakları sorumluluklarına dair 1991 ve 2001 Kararlarını kasıtlı olarak görünmez kılması, çocukların adil yargılanma hakkını (AİHS Madde 6) ve bilgiye erişimini kasıtlı olarak engellemektedir.
II. PAZARLIKSIZ TALEPLERİMİZ VE BAĞIMSIZ DENETİM ÇAĞRISI
AB’nin kendi değerleriyle barışması ve bu vicdan yükünden kurtulması için taleplerimiz nettir ve pazarlıksızdır:
A. TEMEL YAPISAL VE ACİL TALEPLER
-
AB fonlarının, çocuk haklarına uygunluk sağlanana dek geçici olarak dondurulması.
-
Sosyal İnceleme Raporlarının yalnızca sosyal hizmet eğitimi almış sosyal çalışmacılar tarafından hazırlanmasının hukuki ve uygulamalı güvence altına alınması.
-
UNICEF tarafından hazırlanmış ve yayımlanmış **”Sosyal Çalışma Görevlileri için Eğitim Kitabı”**nın UNICEF Türkiye web sayfasından derhal kaldırılması.
-
“Adli destek görevlisi” sistemi ve Türkiye’de hukuki mesleki tanımı olmayan pedagogların adli süreçlerdeki rolünün çocuk hakları uzmanları tarafından yeniden değerlendirilmesi.
-
Avrupa Konseyi’nin sosyal çalışmacıların sorumluluklarını içeren 1991 ve 2001 kararlarının Ankara Program Ofisi ve ilgili platformlarda görünür biçimde yayımlanmasının sağlanması.
B. BAĞIMSIZ ULUSLARARASI DENETİM VE İNCELEME TALEPLERİ
-
Avrupa Sayıştayı (ECA) Denetimi: Tüm AB destekli çocuk adaleti fonlarının acilen bağımsız denetimi.
-
Avrupa Sosyal Haklar Komitesi İncelemesi: Avrupa Sosyal Şartı Madde 14 ve 17 ihlallerinin incelenmesi.
-
BM ÇHS Komitesi Değerlendirmesi: Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) Madde 40 ihlallerinin değerlendirilmesi.
III. SONUÇ VE İNSANİ İŞBİRLİĞİNE ACİL DAVET
Delegasyonunuzun yanıtı, çocuk hakları konusundaki taahhütlerinizin samimiyet testidir. “Ulusal politika” gerekçesi, 1.160.650 çocuğun üstün yararının önüne asla geçemez. AB’nin kendi vatandaşlarının çocuklarına sunduğu garantileri, Türkiye’deki çocuklarımızdan esirgemesi, insan haklarının evrensel ruhunu zedeler . Çocuklarımızın korumasız ve savunmasız bırakılmasına karşı daha fazla sessiz kalınamaz.
Çocukların üstün yararını esas alarak, Delegasyonunuzu taahhütlerinizin samimiyetini göstermeye davet ediyor ve yukarıdaki adımların acil olarak ve gecikmeksizin atılması için ortak bir çalışma sürecini başlatmaya çağırıyoruz.
Hukuki ve insani sorumluluğumuz gereği, bir sonraki aşamada bu ağır ihlalleri uluslararası tüm insan hakları mekanizmalarına taşıma yolunu açmak zorunda kalmamak için bu davetimize ivedilikle yanıt bekliyoruz.
KAMUOYUNA SON ÇAĞRIMIZ: Avrupa kamuoyu, vergi paralarının Türkiye’deki çocuklara yönelik uygulanan bu çifte standartlar ve temel hak ihlallerine ortak edildiğini bilme hakkına sahiptir. Avrupa Sayıştayı’nı acilen göreve çağırıyoruz!
Saygılarımızla ve büyük bir sorumluluk bilinciyle,
SHU Nihat Tarımeri / Çocuk Koruma Türkiye Grubu Koordinatörü
EKTE.İNGİLİZCE-ALMANCA VE AB DELEGASYONUN YANIT İLE YANIT YAZISI YER ALMAKTADIR.Kamuoyu Çağrı