
100 YILDAN BERİ CUMHURİYETİ ,CUMHURİYET YAPANLARA MİNNET AZDIR..
CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
100 YILDAN BERİ CUMHURİYETİ ,CUMHURİYET YAPANLARA MİNNET AZDIR..
İşgal edilmiş bir ülkenin kurtulması ve “Hakimiyet bilâ kayd-u şart Milletindir/Eğemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir “ hedefiyle 23.Nisan.1920 tarihinde kurulmuş TBMM ile de başlayan özgürlük içeren bir öykü sonucunda 29 Ekim.1923 yeniden bağımsız ve kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyetinin bugün 100 yılını kutluyoruz.Cumhuriyetimizin 100. yılını bugün kutlarken Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşları dahil bağımsız kılınması için emeğini verenlere içtenlikle saygı duyuyoruz.
Yüzüncü yılı kutlarken Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet ile ilgili “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir.” şeklindeki sözleri bir çok anlam ve görevi birlikte içermektedir. Kimsesizlerin, kimsesizleri olmak amacıyla ortak bir hedef ve ortak değerlerin önemini , kurumlarıyla birlikte kucaklamayı içeren bir Cumhuriyeti öne çıkarmıştır Bu amaçla Fransız Devrimi dahil Aydınlanma süreci ve gelişmeleri takip etmesi nedeniyle “Atatürk Devrimleri” ve ilkeler için ilk adım ise 1926 dır. Hukuk,dinsel öğretiye dayalı kültür ve anayasa ya dayalı özgür ve eşit yurttaşlık kimliğini de içeren böyle bir hedef için yeni bir yolculuğu başlatmıştır.Üst yapı açısından ortak değerlere dayalı eğitimin yanı sıra kadın ve erkek eşitliğinin kabülüyle bu yolculukta kadınlara sunulan haklar bir dönüm noktasıdır. Oy kullanması ise demokrasi ile ilgili gelişmeler arasındadır.
Bir asırlık böyle bir öyküde Türkiye Cumhuriyeti’ni cumhuriyet yapan Atatürk Devrimleri için önemli araç ise görüldüğü gibi hukuktur.Özellikle ümmetten, özgür ve yurttaş kimliğe dönüşme ile yeni bir dönemi başlatmıştır.Hukukun üstünlüğü bağlamında SOSYAL ,HUKUK ve LAİK bir toplumun inşaası için zorlu bir süreci de başlatmıştır.Mecelle yerine Türk Medeni Kanun dahil Türk Ceza Kanunu gibi çeşitli bazı kanunları ile böyle bir öykü arasında hukuk üstünlüğü için böyle bir yolculukta yer alanları da hatırlatmak gerekmektedir.Özellikle Mustafa Kemal Atatürk tarafından yapılan tercih ile Aydınlama sürecinde ki evrimleşme de Pozitif (Dünyevi) Hukuku açısından Türk Hukuk dünyasına yapılan katkılardan ve kaynaklardan birisi ise görüldüğü gibi Ord.Prof Dr.Ernst Hirsch’dir.
Genç Cumhuriyet için sahip olunan ruh bağlamında bilindiği gibi savaş dönemine rağmen gönderilen ve eğitimi tamamlayıp dönenler tarafından bazı eserler de üretilmiştir.Böyle bir vizyon ile bilimi doğru yerden anlayarak hukukun anlaması ve gelişmeleri aktarmak için 1940 larda yoğun şekilde dergilere de yansıtılmıştır. Nazi Almanya’sından kaçan hukukçuların katkılarıyla 1930 yılından beri İstanbul Hukuk Mecmuası da arşivler arasındadır.
Çocukların mülk olarak engellenmesi ve de miras ve evlenme ile ilgili eşit haklara sahip kadınlar için özellikle İsviçre de ki Federal Mahkeme kararları dahil içtihat kararlarında yer aldığı dergiler söz konusudur. Bu dergiler arasında örneğin 1940 yılında ki (Cilt 6 Sayı 4) dergide “Hukuk Neşriyetı Bibliyoğrafyası (1934-1940)” makalesi yer almaktadır.Ord.Prof Dr.Ernst Hirsch tarafından yayınlanmış makalede 1934 -1940 yılları arasında hukuk alanında yayınlanmış eserlere yer verilmiştir. EKTE yer alan ve çeşitli alanlarda toplam (1 699) eserden bahsedilmektedir. Çeşitli ülkelerde ki uygulamalar dahil alanlara göre ve sıralar şeklinde yansıtan eserler arasında yıllara göre “çocuk ceza hukuk” kısmında ve ( 1324 -1339) sırada toplam 15 eser görüldüğü gibi yer almaktadır.İtalya çocuk mahkemeleri dahil suçlu çoçuklar ve çocuk mahkemelerin ele alınmasına yönelik bazı bilgilere yer verilmektedir.
Bu eserlere ek olarak yine örneğin Belçika da eğitim almış olan Prof.Dr. Faruk Erem tarafından yayınlanmış 6 esere de yer verilmektedir. Rahmetle anılan bilim insanları ve iki hukuk fakültesi ve de 1940 yılında ki durum dahil 100 yılda geldiğimiz noktada hukuk fakültesi sayısı dahil makale sayısı ve içerikler kalite içinde bir ölçüdür. Özellikle çocuklara bakışın hala gerisinde nasıl olduğumuzu da yansıtmaktadır.
Bir asırı tamamlayan bu öyküde sağlık,eğitim,gibi çeşitli alanlarda böyle bir temele sahip olması nedeniyle Avrupa Birliği gibi bir hedefin peşine gidilebilinmiştir.Ancak bu süreçte gelir dağılımı dahil çeşitli bazı yapısal sorunları maalesef çözemedik.Bu süreçte Anayasanın 90/6 maddesi Türkiye Cumhuriyeti için yeni bir dönemi de başlatmıştır. Yine bu süreçte örneğin resmi nikah , çocuk ve kadınlar için güvence ve sorumluluk amacıyla bir ailenin oluşması ve özgür,eşit kimlik içindir.Ancak evlenme işleminden önce dinsel töreninin düzenlemesinin suç olmasının ortadan kaldırmasına neden olan Anayasa Mahkemesi kararının devamı ile en son olarak İstanbul Sözleşmesi’nin fesih edilmesi kadınlar ve dolayısıyla çocuklar açıdan haklarının gerisine düşmesine de neden olabilmiştir. 2 hukuk fakültesinden günümüzde 84 hukuk fakültesi sayısına ulaşılması rağmen kişilerin korumasız ve güçsüz kalmasına da neden olmuştur.
Ayrıca bilindiği gibi zorlu bir mücadele sonrası ve geri de onbinlerce şehitler rahmetle anılırken eğemenliğini halktan alan Cumhuriyet kolay bir şekilde kurul(a)mamıştır.Bu yolculukta yüz yıl içinde ortaya çıkan görev ve yükümlükler için kurumların ve yapıların oluşması ise kurallara dayalı olduğu zaman vardır.Kaynağı ise bir öğretiye değil TBMM dir. Kurumlar,bakış ve uygulamalar,araçlar ile yüz yıllık süreçte özellikle kimsesizlerin, kimsesizler arasında “çocuklar” için ayrı bir hüzünlü öykü söz konusudur.Özellikle Genç Cumhuriyet döneminin gurur duyulan örneklerden “Çocuk Esirgeme Kurumunun” logo ve ibaresiyle 2011 yılında ortadan kaldırılması acı ve hoyrat öykününde örneğidir. Ancak tepkisizlik ise daha da acıtıcıdır. Kimsesizlerin, kimsesiz olması ve de her açıdan korunması gibi bir görev öne çıkarken böyle bir geçmişi unutmaya hazır bir durum gelecek yüz yıl içinde günümüzü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu arada çocuklar için ağır cezalara maruz kalması konusunda toplumsal duyarsızlık ise acı bir göstergedir. Ama gerçekçi olunduğu takdirde kısaca çocukları korumayı ve esirgemeyi beceremedik. Bayram ve söylemler dışında “miş” gibi yaparak çoçuklara karşıda mahçubuz. Güzel örnekleri bildiğiniz zaman şimdiye kadar yozlaşmış uygulamalar ile de kandırıp,duyoruz.Milyonlarda güçsüz ve savunmasız çocuklar için de özür boşluyuz.
Çocuk ve kadınlar açısından halen Anayasada yer alması açısından Atatürk Devrimlerine karşı saygı ve korumanın yanı sıra geliştirmeler ile ilgili anayasal görevi bu vesile ile hatırlatmak gerekmektedir. (Not:Kutlamalar arasında Nazan Moroğlu tarafından 27.10.23 tarihli Oksijen Gazetesinde “Cumhuriyet bir kadın devrimidir” 1 şeklindeki makalesinde kadınlar ile ilgili söz konusu kazanımları kısaca özetlemektedir.)
Bugün çoşku ile kutlamalar yaparken neyi kutladığımız ve anlamamıza yardımcı olması dileğiyle iyi bayramlar.İçten saygılar.29.Ekim.2023
SHU Nihat Tarımeri
Ek: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/97010