Çeviri yanlışlıklar ve çocuk haklarına dair sözleşme “BM Pekin Kurallarına Yönelik Tespitler; “Adalet” Adına Çocuklara/Gençlere Etkiler
Çeviri yanlışlıklar ve çocuk haklarına dair sözleşme “BM Pekin Kurallarına Yönelik Tespitler; “Adalet” Adına Çocuklara/Gençlere Etkiler
1.Sık sık gündeme gelen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103. Maddesi bağlamında çocuklara ve kadınlara yönelik işlenen cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarla ilgili soruşturmalar ve bu kapsamda uygulanan koruma tedbirlerinin ve delil mahiyetindeki görüntülerin son zamanlarda yazılı ve görsel basında açıkça ve sıklıkla yer almaktadır.Anayasa Mahkemesinin 2015 yıllarında almış olduğu kararlar yeni düzenlemelere de ayrıca neden olmuştur. Bu sorunun dışında çocuklara yönelik yaşadığımız sorunlar yoğun bir şekilde devam etmektedir. Sosyoekonomik durumlar ile göç gibi sorunlar yaşanılan sorunları daha da derinleştirmektedir. Bir toplumun geleceğini belirleyecek çocukların toplumsal açıdan korunması, esirgenmesi için görev sorumluluk daha da artmaktadır. Adalet ve sosyal hizmetler, eğitim, sağlık gibi temel hizmetler arasında çocukların korunması ve sosyal ihtiyaçlara yönelik iyi olma haline ulaşılması 2004 yılından beri T.C. Anayasası’nın 90. Maddesi ile sözleşmeleri yükümlü kılmıştır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi temel haklar arasında Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (BMÇHS) temel haklardan birisidir. Bir çocuğun, tam olarak anlamadığı, gelişimsel olarak hazır olmadığı ve rıza göstermeyeceği cinsel eylemler katılması; çocukların cinsel istismarı olarak ta tanımlamaktadır. Toplumda güçsüz ve yoksun kılma konusunda çocuklara yönelik cinsel eylem sonucu ortaya çıkan çeşitli etkiler ise kişisel ve toplumsal açıdan birlikte ele almayı gerekmektedir. Çocuklara yönelik böyle bir eylem özellikle insan hakları ve çocuk haklarının ağır bir ihlali olarak öne çıkmaktadır. Yine cinsel eylem konusunda etkilenen çocuk bir “kurban/victum/opfer” olarak ele alınmaktadır. Türkiye de ise “mağdur” olarak ele alınmak istenmektedir. Temel hak ve özgürlükler açısından böyle ağır ihlali içeren önemli konu ve sorun(lar) aynı zamanda temel haklara ve özgürlükler açısından saygı gösterilip gösterilmediğini ve korunmasını da önemli bir göstergesidir. Özellikle de 2004 yılından beri iç hukukun bir parçası olan BMÇHS’de yer alan temel haklara yönelik gösterilmesi gereken saygı ve koruma anayasal bir görev ve sorumluluğu da öne çıkarmaktadır. Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ise ; eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet olarak öne çıkmaktadır.Toplumda % 30 oranında onsekiz yaşını doldurmamış çocuklar arasında çocukların cinsel istismarı konusunda ortaya çıkan kurban çocukların hem kurbanların hem de hakların korunması açısından yöntem ve araçlar aynı zamanda tutarlılık ve eşdeğerliliği de birlikte değerlendirilmesi hukuk devlet için gerekmektedir.Özellikle de suç hukuku açısından suçu inceleme konusundaki yöntem ve araçlar adalete ulaşılması için evrensel kurallar ve ölçüler birlikte ele alınmalıdır. Temel hak ve özgürlüklerin korunması için öne çıkan adalet hizmeti adına öne çıkan ve bu yönde düzen oluşturma konusunda hedefler de görevler arasındadır. Çocukların istismarına yönelik böyle bir eylem sonucu hem kurban çocuğun haklarının korunması ve gözetilmesi hem kişisel hem toplum açısından adil ve adaletli bir davranışı öne çıkarmaktadır. Aynı zamanda böyle bir eyleme neden olan sonuçlarında adil ve adaletli davranılması da temel haklar ve özgürlükler açısından birlikte ele almayı gerekmektedir.Sosyal devlet ve sosyal adalete ulaşım konusunda hakların kötüye kullanılması da bu haklar kapsamındadır. Kişisel vicdan ile değerler arasında bir dengeyi de içeren adil ve adaletli bir hizmet kamusal bir hizmet olarak öne çıkmaktadır. Modern bir hukuk devlet yapısında yürütme, yasama, yargı gibi üç erkin ilişkisi ve yapılanmada bu yöndedir. Dolayısıyla adalet hizmete ulaşım konusunda öne çıkarılan hedeflerin arasında çocukların istismarı gibi önemli sorunun giderilmesi ve önlenmesi de bu görevlerin arasındadır. Ancak çocukların istismarı gibi önemli sorunun sık sık gündeme alınması aynı zamanda suçu inceleme yöntem ve araçlarının da yeterli olmadığını ortaya koymaktadır. Hem önlem konusunda ki çaresizlik hem de eyleme neden olan kişi için ölüm cezası gibi talepler adalet sistemi ve hizmet konusundaki eksikliği ve yanlışlığı da ortaya koymaktadır. Böyle çaresizlikle birlikte hukuksal,bilimsel vede uygulayıcılar açısından boyut(lar) farklı farklı da bakılmaktadır. Çocukların korunup kollanması açısında sosyal hizmetlerin sosyal adalet dahil adalet sistem ve hizmeti açısından tamamlayıcı unsuru olması üç boyut için ayrı ayrı ve birlikte uyum içinde ayrıca önemlidir. Kurban/mağdur çocuklar için sosyal hizmetler ile ilgili tamamlayıcı oran adalete sağlanması içinde temel ölçü olup adil ve adalete ulaşımı ise oran belirlemektedir. Bu yönde ki görev ve sorumluğun yanı sıra zaman zaman %25 oranında 18 yaşını doldurmamış çocuk ve gençlerin TCK.103 maddesi açısından “fail” olarak yer alması da diğer önemli bir gerçektir.
Not: Teknik yardım ve katkılar için SHU İmdat Artan’a içten teşekkürler.
Devamını PDF dosyasından okuyabilirsiniz.
Ekler
Etiket:çocuk hakları