İZMİR DE BEŞ KÜÇÜCÜK ÇOCUĞUN YANARAK ÖLMESİNDE Kİ “SOSYAL ÇALIŞMA GÖREVLİSİ” İLE ORTAYA ÇIKAN ANAYASA’YA AYKIRILIĞIN ENGELLENMESİ VE İNSANLIK AÇISINDAN YETER DEMEK İÇİN ÇAĞRI .
İZMİR DE BEŞ KÜÇÜCÜK ÇOCUĞUN YANARAK ÖLMESİNDE Kİ “SOSYAL ÇALIŞMA GÖREVLİSİ” İLE ORTAYA ÇIKAN ANAYASA’YA AYKIRILIĞIN ENGELLENMESİ VE İNSANLIK AÇISINDAN YETER DEMEK İÇİN ÇAĞRI …
Değerli Milletvekilleri,değerli danışmanları ve değerli ilgililer..
Bilindiği gibi kamuoyunda “9. Yargı Paketi” olarak bilinen “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 7.11.2024 tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı ve 14.11.2024 tarihli Resmi Gazete ile de yürürlüğe girmiştir. Torba kanun özelliğinde ki 7531 sayı kanunun 19. maddesinde , 5395 sayılı ÇKK da söz konusu olan “sosyal çalışma görevlileri” için 33.maddeye yönelik bir düzenlemeye yer verilmiştir.
TBMM’ne sunulan 3.7.2024 tarihli ve 60 sayılı teklifte ki 26.maddenin görüşmeler sonrası 19.madde şeklinde değişmesi ile ilgili süreçte ,düzenlemeye yönelik gerekçesinin birlikte ele alınmasını gerektirmektedir.
Kısaca ”sosyal inceleme” bölümündeki 33.madde ile ilgili olarak 17.10 2019 tarihli 7188 Sayılı Kanun ile de mahkemeler bünyesine yapılan atamalar yerine adliyeler de ayrıca kurulmuş olan “adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüğüne” şeklinde “ sosyal çalışma görevlileri” ile ilgili bir düzenleme , son bu torba kanunda güncellemiştir. Yargı Reform kapsamında 7188 sayılı torba kanunun 22. maddesi ise çocukların cinsel istismarı ile ilgili dir. TCK 103 ve 104 maddesi kapsamında soruşturma ve kovuşturma sürecine yönelik 5271 sayılı CMK nun 236 maddesi ile suç mağduru ve tanık çocuklar içindir. Yaşanılan çeşitli sorunu çözebilmek için bir düzenlemeyi öngörmüştür.3 Tanık ve suç mağduru çocukların savcılar ve yargıçlar tarafından dinleme konusundaki yetkinliğe ve becerisi dayalı orantılı olarak çocukların örselenmesini engellenmeyi amaçlamıştır. Anayasa ve kanunda yer almamasına rağmen 2012 yılında Başbakanlık genelgesiyle kurulmuş olan “Çocuk izleme Merkezi” gibi uygulamanın kanunlaşması için bir düzenlemeden bahsedilmektedir.
Bu uygulama da ise “uzmanlar aracılığıyla” şeklindeki yer aldığı kanunda , merkezin tanımı ve “uzmanların” açık ve net olmadığı bir kanun öne çıkmaktadır. Ayrıca mağdur hakları ile ilgili bir yasal düzenleme olmadan suç mağdurlarının desteklenmesi amacıyla 10.6.2020 tarihli ve 63 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Adalet Bakanlığı, “Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığını” kurulmuştur.Adalet Bakanlığı ve adliye bünyesinde çocuk ve aile mahkemelerinde ki psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı kadrolarında çalışanlar ise “adli destek görevlisi” olarak yer alması sağlanmıştır.
Böylece mahkemelerde çalışanlar, Daire Başkanlığı bünyesinde “adliyelerde görev alacak” şekilde görüldüğü gibi “sosyal çalışma görevlileri” dışında bir görev adalet yönetimini de belirlemektedir.Şimdiye kadar söz konusu olan yanlışlık ve hukuksuzluk sona ermiştir. Bu yönde açık bir kanun olmamasına rağmen bir yönetmelikte söz konusudur. Görüleceği gibi 7188 sayılı kanunda yer alan “uzmanlar” dışında söz konusu merkezler için ayrıca “adli görüşmeci” gibi bir görevlilerin üretilmesiyle adalet yönetimde yer alması da sağlanmaktadır.
Dolayısıyla kurumlar ve yapısal ve de uyulamalar açıdan da ortada da böyle bir kargaşa hak sahiplerine bakışını yansıtmaktadır.Buna dayalı olarak 14.112024 tarihinde yürürlüğe giren 7531 saylı Kanunun 19 maddesinde çocukların korunması ve geleceği dahil ve aile sorunları açısından çocuk hukuku ve çocuk suçluluğunun önlenmesi için adalet yönetimde yer alan “sosyal çalışma görevliler” için de 2019 yılından beri ödemeler ile ilgili yaşanılan durum veya sorun ise bu şekilde düzeltilmiştir.
Bu düzenleme ile 2005 yılından beri yürürlükte olan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu (ÇKK) ve uygulamada öne çıkan söz konusu “sosyal çalışma görevlisi” ile ilgili tanımda yer alan (3/1-e) maddesi ve de “sosyal inceleme” ilgili bölümde yer alan 33 üncü maddenin devamın da öne çıkan “sosyal inceleme” ile ilgili 35 inci maddenin birlikte ele alınması hem adalet yönetimi hemde sosyal hizmetler ile ilgili boyutunda ele alınmasını gerekmektedir.
Diğer taraftan adliye bünyesinde ve ilgili Daire Başkanlığınca yer alan “adli destek görevlisi” tarafından yer verilen “pedagog” lar tarafından da “sosyal inceleme raporu’nun düzenlemesi de sağlanmıştır.Halbuki pedagoji bilimi, 1982 yılında YÖK tarafından ortadan kaldırılmıştır.Diplomaları da olmamalarına rağmen yer alan “pedagog”lar için ortaya çıkan hukuksal sorunun sorgulanılması ve değerlendirilmesi , çocuk hakları ve ÇKK açısından ayrıca ele alınmasını gerekmektedir.Bu değerlendirme aynı zamanda çocuk hakları dahil insan haklarına bakış ile de orantılı olup çocukların korunmasıyla da doğrudan ilgilidir.
Değerli Milletvekilleri,değerli danışmanları ve değerli ilgililer..
Bilindiği gibi 2005 yılında ÇKK ile ilgili tasarı da “ e) Sosyal çalışma görevlisi: Pedagoji, psikoloji, sosyal hizmet ve çocuk gelişimi ve eğitimi alanlarıyla ihtiyaç duyulan diğer alanlardaki meslek mensuplarını, “ şeklindedir.Ancak bunun yerine yapılan görüşmeler sonrası pedagog ve çocuk gelişimci yer verilmeyerek sadece “ e) Sosyal çalışma görevlisi: Psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan” şeklinde ki tanım kanunlaşmıştır.
Özellikle adalet yönetimde tanım ve görevler açısından ortaya çıkan kargaşa dahil çocukların korunması adına öne çıkarılan 5395 sayılı “Çocuk Koruma Kanunu” , bilindiği gibi Avrupa Birliği kapsamında ki önemli kanunlardandır. TCK dahil düzenlemeler arasında 1.7.2005 tarihinde yürürlüğe giren ÇKK’nun da “sosyal çalışma görevlisi” ile ilgili (13/6/2012-6327/38 md.) değişiklikle birlikte; psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyoloji, çocuk gelişimi, öğretmenlik, aile ve tüketici bilimleri ve sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun meslek mensupları şeklinde bir düzenleme ile farklı farklı mesleklerin benzer yetki ve görevleri de ÇKK.34. maddesi ile doğrudan ilgilidir.
ÇKK ‘nu uygulamasına yönelik mesleksel rol görevlerin ayrı ayrı ele alınması yerine “Sosyal çalışma görevlilerinin görevleri” nde ki bu TORBA garabet görevleri arasında ; görevlendirildikleri çocuk hakkında derhâl sosyal inceleme yapmak, hazırladıkları raporları kendilerini görevlendiren mercie sunmak şeklindeki görev aynı zamanda “sosyal inceleme” ile ilgili 35.maddesinin birlikte ele alınmasını da gerekmektedir.Sağlık hizmetinde hekim olmadığı için veterinerin de benzer yetki ve görevde yer alması gibidir.
Kısaca bu bakışla öne çıkan “sosyal inceleme raporu (SİR )” için ; çocuklar hakkında çocuğun bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren incelemenin “gerektiğinde” çocuk hâkimleri veya Cumhuriyet savcılarınca yaptırılır şeklinde bir düzenleme görüldüğü hükümler 35.madde de yer verilmektedir. Yine çocuğun, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin de mahkeme tarafından “takdirinde” göz önünde bulundurularak çocuklara yönelik karar verilmesi hükmedilmektedir.
33.-34.ve 35 maddede ki düzenlemeler , “korunma ihtiyacı olan çocuk” ve “suça süreklenen çocuk ” içindir. Hem Türk Medeni Kanunu hem Türk Ceza Kanun ‘da ki “küçükler” ile ilgili 31.madde ye yönelik öngörülen “sosyal inceleme raporu(SİR)”’nun da ‘sosyal çalışma görevlisi” tarafından bu şekilde düzenlenmesi de sağlanmıştır.Böylece hem adalet yönetimi hemde sosyal hizmetler yönetimi içinde önemli bir araç ve işlev öne çıkarken 2005 yılından beri çocukların ve toplumun geleceği belirlenmektedir.
…………..
TAMAMI EKTE YER ALACAK