10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜNDE SOSYAL HİZMETLER VE ADALET İÇİN GÖREV VE ÇAĞRI
10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜNDE SOSYAL HİZMETLER VE ADALET İÇİN GÖREV VE ÇAĞRI
10.Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen “İnsan Hakları Evrensel Bildirisi” bu günün hatırlanmasına da neden olmaktadır. Bu sözleşme iç hukukun da bir parçasıdır. Bu sözleşme insan olmaya yönelik olup insan onurunu karşı saygı duymak önceliktir.Korumayı ve gelişmektirmeyi de görev yapmaktdır. .Dolayısıyla bu gün aynı zamanda bir sınav günüdür.Aynı zamanda şimdiye kadar ne yapdım demek içindir.
Özellikle 1991 tarihinden itibaren sosyal hizmet alanında eğitim almış sosyal çalışmacı veya sosyal hizmet uzmanlarına yönelik bir görev de öne çıkarılmıştır.İnsanın yanında ve taraf olmasını da öncelik yapmaktadır.
Böyle bir görev bağlamında “International Federation of Social Worker IFSW/Uluslararası Sosyal Çalışmacılar Federasyonu tarafından “sosyal çalışma/hizmet” tanımı 2014 yılında güncellenmiştir. BM tarafından 1994 yılında bu yöndeki çalışmalar sonrasında 2018 tarihli “KÜRESEL SOSYAL HİZMET ETİK İLKELER BEYANIN” ’da 1 sosyal hizmet uzmanlarının/sosyal çalışmacılarına yönelik bir görevi ayrıca öne çıkarmaktadır.
Türkiye ve Avrupa Konseyi tarafından 1967 yılından beri sosyal hizmete yönelik asli bir görev olarak sosyal hizmet uzmanları ve de 2005 yılından beri söz konusu sosyal çalışmacılar asli görevlilerdendir. Kamusal bir hizmet olarak öne çıkan sosyal hizmetlere yönelik böyle bir görev çocuk hakları ve insan haklarını korumaya yöneliktir. Adalete ulaşılmasına yardımcı olup adaletin tamamlayıcı unsurudur.
Mümkün olan en yüksek mesleki dürüstlük standartlarına yönelik çalışmaları için kapsayıcı bir çerçeve görev için öne çıkan bu etik ilkeler ise şu şekildedir.
“İnsanlığın Doğuştan Onurunun Tanınması”,
“İnsan Haklarının Geliştirilmesi”,
“Sosyal Adaleti Teşvik Etmek “ kapsamında ise
“ Ayrımcılık ve Kurumsal Baskıya Karşı Mücadele” ,”Çeşitliliğe Saygı” ,”Adil Kaynaklara Erişim”,”Adil Olmayan Politika ve Uygulamalara Karşı Mücadele” ; “Dayanışmayı İnşa Etmek” ; “Katılım Hakkının Teşvik Edilmesi “Gizliliğe ve Mahremiyete Saygı”
Devamı olarak
“İnsanlara Bir Bütün Olarak Davranmak”,
” Teknoloji ve Sosyal Medyanın Etik Kullanımı “;
“Profesyonel Dürüstlük” dür.
Bu ilkelerin karşılığın bulunması aynı zamanda bir ölçüyü ve ölçülük ilkesi,eşitlilik ilkesini de birlikte içermektedir.Sosyal ve hukuk devlet özelliği bağlamında Anayasal görevi de öne çıkarmaktadır. Çocuk hakları açısından ise yarar ve esenliğinin gözetilmesi gibi bir görev ve sosyal ortam ve yaşam koşullarına yönelik sosyal inceleme raporu ise bu yönde ki asli görevler arasındadır. İnsan haklarının geliştirilmesi açısından sosyal adalete yönelik “sosyal hizmetlerden yararlanma hakkının”, da birlikte ele alınıp,korunması gibi görevde birlikte öne çıkmaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmenin tamamlayıcısı olan Avrupa Sosyal Şartına yönelik “sosyal hizmetlerden yararlanma hakkı” ise özellikle sosyal korumasına yöneliktir.Çocuklar için zorunlu olan sosyal inceleme raporu için de önemli bir araçtır. Özellikle de çocukların yarar ve esenliğinin gözetilmesi amacıyla sosyal ortam ve yaşam koşullarının dikkate edilmesi için bu zorunlu raporlama evrensel bir araçtır. Riskleri de birlikte sosyal hizmet yöntem ve araçlarına uygun olarak kişi,grup ve topluluklara müdahale etmesi ile de öne çıkan sosyal hizmetler , sosyal devlet ve sosyal adalet içinde önceliktir.
Ancak Türkiye de ki çocuklar dahil “Çocuk Koruma Kanunu” ile söz konusu olan “sosyal çalışma görevlisi” gibi garabet tanımla çocuklar dahil kişilerin geleceğini de belirlemektedir. 2005 yılından beri söz konusu bakış ve araçlarlar ile birlikte İzmir de Selçuk ta üçü bebek beş küçücük çocuğun yanararak olmesinde ki bu acı öykü bu sürecin son noktasıdır.Aynı zamanda bir milyona yakın çocuk, adalet yönetimin de korumasız ve savunmasız bırakılmaktadır. Çocuk hakları adına 12 yaşındaki bir çocuğun genel mahkeme tarafından tutuklanması da seyredilmektedir.Ağır cezalara maruz kalırken sosyal çalışma görevliler ve bakış ,aynı zamanda sosyal hizmetlere,adalete ve insan haklarına bakışında yansımasıdır.
Özellikle adalet yönetiminide etkilemektedir.Sosyal çalışma görevlisi dışında adli destek görevlisi ve adli görüşmeci gibi görevlerde üretilmektedir. Pedagoji bilimin olmaması ve diplomaları olmadan çakma pedagog veya psikolog,sosyolog ve de öğretmenler gibi kendi meslekleri dışında sosyal çalışmacıların benzer yetkiye sahip olması da sağlanmıştır.Bu durum ve üretilen görevlilere öncelikle 2018 yılından beri söz konusu olan ilkelerin engellenmesine yöneliktir. Aynı zamanda adil yargılama hakkı dahil insan hakları için tehdit ve tehlikedir.
Çocukların yarar ve esenliğinin gözetilmesi amacıyla zorunlu olan sosyal inceleme raporuna yönelik Pekin Kuralının 16 maddesi ve yetkinliğin öne çıkarıldığı 22 maddesi ile birlikte kaynaklık yapan ve de var olabilen Çocuk Hakları Sözleşmesi nin 3,20 ve 40 maddeleri ise başta ÇKK kapsamın da halen yok saymaktadır. Adil yargılama hakkı da dahil Anayasa’ nın 2,10,11,41,90/6 ve 128 maddesi açısından bir aykırılığa neden olmaktadır.
İnsan hakları ile de ilgili bu ilkelerden ve asgari standartlardan da uzaklaşmadır.Böylece Türkiye dışındaki benzer uygulama ve yapıların yok sayılması gibi çeşitli çabalarda söz konusudur. Dürüstlük ilkesinden de uzaklaşmasıyla eşitsizliğe de yönelik bu tanım ,aynı zamanda Avrupa Sosyal Şartının 14 ve “Tüm çalışanlar, onurlu çalışma hakkına sahiptir.” şeklinde ki 26.maddesi aynı zamanda çocuklarının onurlarını korunmasını da engellenmektedir.
Bu engellemeler ve çeşitli mağduriyetlerle birlikte hak ihlallerine neden olan ve ÇKK da öne çıkan “sosyal çalışma görevlisi” ve benzer görevler kısaca çürük bir limonun ,sandıkta ki diğer limonların çürümesine neden olan benzer bir durumdur. Çocuklara sahip olan bakış ile birlikte insan hakları ile ilgili olarak günümüzde ortaya çıkan bu durum insan haklarını korumak yerine bir retorik veya söylemlerle geçiştirilecek bir gün değildir. Ne yazık ki hem insan haklarını,hem çocuk hakları ve de çocukları koruyamıyoruz. “Miş” gibi yaparak insanlığı da maalesef koruyamadık. Bu yönde bir yüzleşme ihtiyacı ve bu yönde bir mücadele, ilkeler açısından gerekmektedir.
Her gün, her gün hatırlanırken mutlaka İzmirde ki beş küçük çocuğun yanı sıra korunma ihtiyacı olan milyonlarca çocukların hatırlanmasını da görev yapmak için çağrıdır. 12.12.2024
SHU Nihat Tarımeri
Çocuk Koruma TÜRKİYE
https://www.cocukkorumaturkiye.com/kuresel-sosyal-hizmet-etik-ilkeler-beyani/